Röportaj: Duygu Yurtseven| Gençmedikalog
Konuk: Seyyal Hacıbekiroğlu|YDA, Sağlık Grup Koordinatörü
Konu: Sağlık Sektörü Bugünü ve Geleceği
YDA Grup Sağlık Koordinatörü Seyyal Hacıbekiroğlu ile sağlık sektörü ve iş hayatı üzerine keyifli bir görüşme gerçekleştirdik. Sohbetimizde kendisi hakkında birçok bilgi verdi ve başarıyı ve mutluluğu yakalamanın püf noktalarına değindi. 21 yıllık tecrübesi ile ‘’Nasıl iyi bir lider olunur? Sağlık sektörünün bugünü ve geleceği nedir ve ne olacak?’’ sorularına cevap veren Hacıbekiroğlu, aynı zamanda iş hayatı ve yaşama dair güzel paylaşımlarda bulundu. Seyyal Hacıbekiroğlu ile gerçekleştirdiğimiz görüşme sonrası bilgi ve sevgi dolu bir yazı sizlerle birlikte olacak.
- Seyyal Hacıbekiroğlu kimdir? Kendinizden bahseder misiniz?
Tabii ki seve seve. Rize Pazar’lıyım. 1978 doğumluyum. Meslek hayatıma o zamanlarda Türkiye’nin en iyi hastanesi olan International Hospital’de hemşirelik ile başladım ve sonra Acıbadem Sağlık Grubu’na geçtim. Hemşirelikle başlayan kariyerime; kalite, hastane yöneticiliği, işin içinde biraz da inovasyon ve teknolojinin de bulunduğu hastane dışı, evde sağlık ve tele tıp oluşumunda bulunarak, sonra tıp merkezleriyle de ilgilenerek devam ettim. Irak’da, Adana’da, Bursa’da birkaç hastane açılışına liderlik yapıp işletmelerinde bulundum. 21 yıllık Acıbadem Sağlık Grubu deneyimimden sonra şimdi de şehir hastaneleri projeleri ile YDA Grup’ta Sağlık Grup Koordinatörü olarak çalışıyorum.
Fotoğraf çekiyorum, bisiklet sürüyorum, tenis oynuyorum -daha doğrusu çalışıyorum- zaman buldukça. Şehir değiştirdim. İşime ve şehre alışmaya çalışıyorum. İnsanları, ailemi seviyorum, emek veren, tembel olmayan insanları daha çok seviyorum. Yeni bir şehir, yeni bir iş… Hoş geldiniz, yeni işiniz hayırlı olsun.
Seyyal Hacıbekiroğlu denildiği zaman kendimle ilgili ne duymak istiyorsam o olmaya çalışıyorum.
- Küçükken hayaliniz neydi? Şuan ki konumunuzu hayal etmiş miydiniz?
Hayır. Benim hiçbir zaman ne mevki ne de unvan ile ilgili bir hedefim olmadı. Hedefim çocukken de en iyisini yapmak, hakkını vermek ve sonuna kadar çalışıp gerçekten o işi en doğru şekilde yapmaktı. Çokça söylüyorum bunu konuşmalarımda adıma ve soyadıma yakıştığı gibi Seyyal Hacıbekiroğlu denildiği zaman kendimle ilgili ne duymak istiyorsam o olmaya çalışıyorum.’’ Dürüsttür, çalışkandır, iyi insandır, işini iyi yapar, sorumluluk sahibidir…’’ Bu yorumlar benim için unvandan çok daha kıymetli. İşinizi iyi yapınca, özveri ve iş planı ile sistematik çalışınca bir yerlere zaten geliyorsunuz.
Keşkelerim değil, şükürlerim var.
- Hemşirelikten yöneticiliğe uzanan kariyer hayatınızda keşkeleriniz oldu mu? Zamanı geri alabilseydiniz neyi değiştirirdiniz?
Kariyerimle ilgili pişmanlık duyduğum bir durum yok. Keşkelerim değil de, daha çok şükürlerim var. Hayata dair bir keşkem var: ‘’Keşke babam yanımda olsaydı ‘’ ama o da elimde olan bir şey değil. Ben babama rağmen memleketi terk ettim. Memleketten ayrıldığımda babam kalp krizi geçirmişti, sonra çok şükür ki babama anjiyo yaptırma ve duasını alma şansım oldu. Eğer İstanbul’a gelirken babamı kaybetmiş olsaydım bu çok büyük bir vicdan azabı olurdu. Ama Allah küçük kızının ona bir destek olmasına fırsat verdi ve çalıştığım hastanede tedavi ettirme şansım oldu.
Hırs ve azim farklıdır. Azimli insanın mücadelesi kendisi iledir. İnsanidir, kalıcıdır, yarar sağlar, eksiltmez.
- Başarıya giden yol, birçok zorluk ve engebe barındırıyor. Siz bu yolda ilerlerken ne tür zorluklar ile karşılaştınız ve bunları aşmak için neler yaptınız?
O kadar çok zorluklar oldu ki özellikle haksızlığa uğradığım zamanlar çok oldu. Ben olumsuz şeyleri hatırlamaktan çok yana değilim, yaşarken de öyle. Her bir zor durumu bir şeyleri değiştirmek veya düzeltmek için ya da daha sağlam çıkabilmek adına fırsat olarak görüyorum. En büyük dönüm noktam babamı kaybetmekti, en büyük zorluğum ondan sonra hayatta tek başıma- tabi ki annem ve kardeşlerim var fakat babanın desteği ayrı- mücadele etmekti. Ne yazık ki ve ne mutlu ki bu durum güç veriyor aslında; çünkü sağlam durmanız gerekiyor. Arkanızı dayayabileceğiniz kimse yok. Bu nedenle de işe sıkı sarılıp, o işe hakkını verip, -hırs demeyelim de azim diyelim- azimle yolunuza devam etmenizi sağlıyor. Hırs kelimesini çok kullanmıyorum, sevmiyorum. Öyle bir huyum yok çünkü hırs, başkalarını ezerek veya yok sayarak yapılandır. Azim ise daha iyisini yapmak için kendini yenilemek ve geliştirmektir. Çok hırslı insanlar var maalesef. Ben bu insanlarla çok karşılaştım, onlar benim motive olmamı sağladı. İşinizi iyi yapıyorsanız, hakkını veriyorsanız, ne yazık ki bundan mutsuz olan insanlar oluyor. Tembel, bencil insan çok, çalışkan ve sorumluluk sahibi insanları da aşağıya çekmek için uğraşıyorlar; ben çok karşılaştım. Ama Allah’a şükür ben hak ettiğim şeyi emek verdiğim şeyin karşılığını aldığımı görüyorum, hem emek hem de ilahi adalet yerini buluyor.
Bence kadını erkeği yok; yürek var, beyin var, cinsiyet meselesi değil bu…
- Kadın olmanın başlı başına bir zorluk olduğu ülkemizde iş hayatında kadın olmanın zorluğunu hissettiniz mi?
Kadın gücü olarak iş hayatında bulunmaktan mutlu oluyorum. Şu an kadın olarak inşaat sektöründeyim tek başıma toplantılarda olunca kendimi iyi hissediyorum, zorluk olarak görmüyorum. Bence kadını erkeği yok; yürek var, beyin var, cinsiyet meselesi değil bu. Ama başarılı olan kadınları daha çok kadınlar çekemiyor erkekler değil. En azından benim ağırlıklı olarak gördüğüm buydu. Her şeyin emekle ve azimle çözüleceğini düşünüyorum. Zorluklarla karşılaştım ama kadın olduğum için şu olmadı bu olmadı, diyebileceğim bir şey yok.
- Konu kadınlara gelmişken sizin de yönetiminde bulunduğunuz Pembe İzler Derneği’nden bahsedebilir misiniz?
Pembe İzler Derneği kadın kanserine yönelik kurulan bir dernek. Ben de yönetim kurulundayım. Derneğin başkanı olan arkadaşıma meme kanseri tanısı konmuştu. Şu an Allah’a şükür sağlık durumu iyi. Arkadaşımın durumu vasıtasıyla mücadeleyi ve ihtiyaçları gördük. Sonra da böyle bir örgütlenmeye girdik. Kadınları yalnız bırakmamak adına, kadın kanseri tanısı konmuş kişilere destek oluyoruz.
- YDA Grup’ta olan iş tanımınız nedir?
YDA Sağlık Grup Koordinatörüyüm. 4 tane şehir hastanesinin hem açılış hem de işletme sürecinde a’dan z’ye süreçlerden sorumluyum. Hem iyi bir takım oluşturmak hem bu takımlarla bu hastaneleri hasta merkezli işletme sorumluluğum var. Daha çok yeni olduğu için şu an ağırlıklı olarak masa başı işlerle uğraşıyorum. Önümüzdeki haftalarda ekip kurulmuş olacak. Şu an hazırda bir süredir çalışan ekip var onlarla birlikte sistematik çalışmaya da devam edeceğiz.
- Şehir hastaneleri hakkında neler düşünüyorsunuz?
Herkesin özel statüde hizmet alabileceği tam donanımlı ve gerçekten dünya standartlarında kurulmuş bir sistem. Gerçekten insanların hak ettiği hizmeti alabilecekleri ve kendilerini özel ve değerli hissedebilecekleri, artık ameliyat ve muayene olmak için uzun günler beklemeyecekleri güzel ve iyi projeler olduğunu düşünüyorum. Hem bina olarak hem ekip olarak hem hizmet olarak çok güzel bir sistem ve hastanecilik adına da olumlu bir gelişme olarak görüyorum.
Biyomedikalin ülkemizde iyi bir noktada olduğunu düşünüyorum… Biyomedikal, işini eğitim geçmişi biyomedikal olan kişiler yapmalı!
- Türkiye’de sağlık sektörü ne durumda? Biyomedikalin sektördeki konumu sizce ne?
Birçok ülkeye göre sağlık sistemi iyi bir noktada, şehir hastaneleri ile de eksik olan noktalar toparlanmış olacak. Biyomedikal uzmanları ile çalışmaya alışkınım ve biyomedikalin sağlık hizmetinde olmazsa olmaz bir parça olduğunu düşünüyorum. Sağlıkta önce zarar verme ilkesi var, bu noktada en önemlisi de kullandığınız ekipmanın kalibre edilmiş ve gerçekten güncel teknolojide olması hem tanıyı hem de tedaviyi etkileyen bir durum. Bu nedenle de hekim kadar hemşire kadar biyomedikal olmazsa olmaz parçalardan. Biyomedikalin ülkemizde iyi bir noktada olduğunu düşünüyorum. Biyomedikal, işini eğitim geçmişi biyomedikal olan arkadaşlar yapmalı. Şimdiye kadar ben hep uzmanlığı biyomedikal üzerine olan kişilerle çalıştım. Bundan sonra da bu şekilde devam edeceğim böyle de olması gerektiğini düşünüyorum.
Güçlü bir cihaz bilgisine sahip olmak, teknolojiyi yakından takip etmek ve işe de sadece mekanik olarak bakmamak…
- Sağlıkta karşılaşılan problemler neler? Biyomedikalciler çözüm için neler yapabilir?
Bir kere teknoloji çok hızlı gelişiyor. Şu an sağlıkta ve eğitimde teknoloji inanılmaz bir aşamada; biyomedikal, teknoloji ile çok bağlantılı. Hem inovasyon hem de teknoloji tarafıyla yakından ilgilenmeli biyomedikaldeki arkadaşlar. Bugün portable monitör ile ritim bakılabiliyor. Yarın belki de cilt üzerine yapıştırılacak bir bant ile RFID (Radyo Frekansı ile Tanımlama) kanalıyla aktarılacak ve telefona bilgi verebilecek sistemler geliştiriliyor. Biyomedikal sektörü adına bu gidişatları takip etmek ve cihaz bilgisinin de hali hazırda iyi olması gerekiyor. Bir de şöyle bir durum var; ben cihazdan sorumluyum, sadece bakım-onarım ile ilgileniyorum diye bakmamak lazım. Onun bir ucu hastaya bağlı, oradaki cihazın bakım onarımını yaparken bu unutmamalı. Müdahale ettiği cihaz bir makine ama o makine bir canlıya temas ediyor. İş ne kadar mekanik olsa da insani bir taraf var, o duyarlılığı kaybetmemek gerekiyor. Şöyle toparlayalım teknolojiyi yakından takip etmek ve işe sadece mekanik olarak bakmamak lazım. Örneğin bir koteri düşünelim, bakımı eksik yapılsa kaçak akım olsa müdahale sırasında hastayı yakar. İstediği kadar iyi bir tıbbi hizmet olsun, biyomedikal ekibin yaptığı eksik bir şeyden dolayı bambaşka bir şeye dönüşmüş oluyor. Özellikle yoğun bakım ameliyathane gibi yüksek riskli yerlerde çok daha hassas ve duyarlı olmak gerektiğini düşünüyorum.
- Sağlık sektörü hep canlı kalabilecek bir sektör, fakat şekil değiştirmesi kaçınılmaz. Sizce sektör nasıl bir hal alacak?
Şu an şehir hastaneciliği sağlığın en büyük projelerinden biri olarak devam ediyor. Yakın zamanda yeni bir proje yaratılır mı bilmiyorum. Dünyada ne var peki; hastasız hastaneler var. Öyle bir koruyucu sağlık hizmeti veriyorsunuz ki hastanelere ihtiyaç olmuyor. Belki bizim de özellikle, ülkemizde de maliyeti çok yüksek olan kalp hastalığı, tansiyon, diyabet, kanser, depresyon gibi sık görülen kronik hastalıkların önlenmesi ve koruyucu hekimlik için birtakım şeyler yapılabilir. Bu hastanelerin sayısını düşürür, maliyeti düşürür ama daha çok teknolojiyi kullanmayı gerektirir. Koruyucu ve önleyici sağlık için bir şeyler yapmak belki de yapılacak en iyi işlerden biri olabilir. Sağlıkta bir döngü var, onun en başı eğitim, farkındalık ve bilinçlendirme.
Sağlıkta bilinçli olmada sürekliliği sağlamak lazım, eğitimi ihmal etmemek gerekli.
- İşe alım süreci nasıl ilerliyor, işe alacağınız kişilerde, aradığınız nitelikler nelerdir?
Tabii mesleklerine ve konumlarına göre değişiyor. Sonuçta kalabalık bir ekiple çalışacağız. Çalışacağımız herkesi tanımaktan yanayım, sohbet havasında yapıyorum iş görüşmelerini. Herhangi bir sertifika, mezuniyet derecesi, not ortalaması gibi kriterler aramıyorum. Mesleğinin hakkını vermiş olması, kendini geliştirmiş, geliştirmeye daima açık ve hep daha iyisini yapabilmek için çalışkan dürüst insanlar olsun benim için bunlar daha kıymetli.
Bir gün öncesi ile bugünüm aynı ise eksildiğimi hissediyorum… Teknik bilginin yanında iyi bir yüreğe sahip olmanın da kıymetli olduğunu düşünüyorum…
- Son olarak yolunuzu takip etmek isteyen öğrenci ve yeni mezun arkadaşlara ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?
Ben öğrenmeye aç bir insanım. 21 yıllık konforlu alanımdan çıkmamı sağlayan şey de bu oldu. Sonuçta Acıbadem’de çok iyi bir pozisyondaydım şehir değiştirmem iş değiştirmem gerekmiyordu bildiğim bir işti ve sevdiklerim yanımdaydı. Bugün buraya gelirken, şehir değiştirirken sevdiklerinden ayrılırken, kocaman bir işin içine girerken bildiklerim var ve bilmediğim öğreneceğim birçok şey var. Beni buna iten şey öğrenmek ve daha fazlasını daha faydalı olmak adına yapmak oldu. Çünkü bir gün önceyle bugünüm aynı olduğunda eksildiğimi hissediyorum. ‘’O nedenle hep arttıracak, hep faydalı olacak şeyler yapmak’’, beni aslında bir yere getirdiyse bu düşünce ve bu karakter getirdi. Benim hep söylediğim bir şey var, konuşmanın başında da dile getirdim. Kişiler kendi isimlerinin nasıl anılmasını istiyorsa onun için çalışmalı, onun için yaşamalı. İşte bunlar kişileri bir yerlere getirecektir. Ben unvan için hiçbir zaman çalışmadım, şu olayım, bu olayım diye hiçbir niyetim olmadı. Zaten hakkını verirsen, sizi hep bir şeyler bir yerlere getiriyor. Ben insana değer veriyorum, bizler değerliyiz. Unvanları da saygın kılan insanın iş yapış şeklidir. İstediğiniz kadar eğitim alın, istediğiniz kadar iyi yönetici eğitimlerine dahil olun; iyi bir yüreğiniz yoksa insanı insan yapan özelliklere sahip değilseniz iyi bir yönetici olacağınızı düşünmüyorum. Nedir o insani değerler: Sorumluluk sahibi olmak, insana değer vermek, dürüst olmak, çalışkan olmak ve adil olmaktır. İyi bir yönetici olmak bence bu özelliklerden de geçiyor, yani teknik bilginin yanında iyi bir yüreğe sahip olmanın da kıymetli olduğunu düşünüyorum. O unvanlarla yaptıramadığınız şeyleri yüreğinizle ve niyetinizle yaptırabiliyorsunuz. Bir insanın ne kadar şiş bir egosu varsa muhtemelen o kadar çok eksiği vardır. Öğrenmek, okumak, kendini geliştirmek, sizi başarılı kılar hem sevilen insan olursunuz hem de iz bırakırsınız. Genç arkadaşlara tavsiyelerim bu yönde olur.
Bir de Seyyal Hanım ile farklı bir şey yaparak röportaja renk katmak istedim. ‘’Tek kelime’’ ve ‘’O mu, bu mu?’’ başlıkları altında minik bir oyun kurguladım, Seyyal Hanım da zevkle dahil oldu.
Tek Kelime: Söylenilen bir kelimeye karşılık çağrışım yapan tek kelime.
Sağlık = kıymetli
Hastane = olmazsa olmaz
Lider = insan
Biyomedikal = cihaz doktoru
Risk = öğrenim
Yönetici = çok var
Teknoloji = sonsuz
Toplantı = verimli
O mu, bu mu? : Söylenilen iki kelimeden biri tercih edilecek.
İstanbul mu, Ankara mı?
İstanbul✓
Çay mı, kahve mi?
Kahve✓
Tenis mi, bisiklet mi? (uzun bir düşünmenin ardından…)
Bisiklet ✓
Slow müzik mi, hareketli müzik mi?-Slow müzik ✓
Siyah mı, beyaz mı?Siyah✓
Konuşmak mı, yazmak mı?
Dinlemek
Gündüz mü, gece mi?Gündüz✓
Yaz mı, kış mı?
Yaz✓
-Çok keyifli bir röportajdı Seyyal Hanım. Genç Medikalog takipçilerinin bu sohbeti beğeneceğinden eminim. Teşekkür ediyorum.
-Asıl ben teşekkür ederim. Benim için de çok keyifliydi. Umarım benim gibi bu işi seven ve yaparken keyif alacak insanların bu sektöre girmesine biraz da olsa katkım olur.
Genç Medikalog Sağlık Teknolojileri Platformu olarak YDA Sağlık Grup Koordinatörü Sayın Seyyal Hacıbekiroğlu’na yürekten teşekkürlerimizi sunarız..
Kaynak: http://www.gencmedikalog.com/yda-saglik-seyyal-hacibekiroglu-roportaji/