Merhaba,
Biraz farklı taraftan bakarak, yeni, önemli ve daha da sık duymaya başlayacağımız bir kavramdan bahsetmek istiyorum sizlere.
Özellikle iş dünyası için yeni bir kavram: Deneyim –Experience.
Daha somutlaştırmak gerekirse; deneyimlerimizin işe ve yaşam şekline yansıma biçiminden bahsediyoruz. Ve bunun da insan üzerinde bıraktığı etkisinden…
Geçenlerde müthiş bir reklam okudum. Reklam, Mini Smart araç reklamıydı. Sunum şekli muhteşemdi. Ne alaka demeyin, bir yerden işimize bağlamaya çalışacağım birazdan J
Hemen hemen tüm araçlar, giderek deneyimlerini yeni modellerine ilave ederek üretmeye devam ediyorlar. Mercedes’i, gece 3 saat kesintisiz kullandığınızda mola vermenizi söyleyen bir uyarı veriyor. Ya da Amerika’da, denenmeye başlanan sürücüsüz araçlar, en sık yaşanan kazalara neden olan şeyler için önlem alınarak üretiliyor. Ciddi yaralanma ve ölümlere neden olan, insana bağlı hataları/suistimalleri ortadan kaldırmak için sistemler geliştiriyorlar.
Dünyada ölüm nedenlerine bakacak olursak, 1.sırayı trafik kazaları ile kronik hastalıklar alıyor ve ilk 5 içinde hastanedeki ölümler var; bunlar hasta merkezli kurulmayan sistemsizlik ya da bu sistemleri kullanmayan sağlık hizmet sunucuları yüzünden oluyor.
Smart reklamına geri dönecek olursam. Onun yaptığı çok basit belki ama; iki eliniz doluyken ve bagajı açmak için mücadele verirken, tampon altına atacağınız hafif bir tekmeyle bagajın açıldığını görmek insanı hafifletiyor.
Deneyim yaşatmak böyle bir şey işte. Yaşanmışlıklardan ve beklentilerden yola çıkarak, iş yapma şeklinizi, biçiminizi şekillendiriyor; daha profesyonel, daha kalıcı ve diğerlerinden daha farklı bir şey yapmış ve böylelikle de sürekli tercih edilen olmuş oluyorsunuz.
Biz bunu kurum olarak, yıllar öncesinden aldığımız bir stratejik kararla, sürekli yapmaya çalışıyoruz. Hastaya zarar vermemek üzere sistemler kullanıyoruz. Joint Commission International (JCI) standartları ile oluşturulan prosedürler, kurallar, eğitimler ve formlarımız tamamen, hastaya ve çalışana güvenli hizmet sunum anlayışı ile oluşturulmuştur ve bizim için de davranışa dönüşmüştür. Nitelikli sağlık hizmet sunum anlayışımız: Güvenli olmalı, zamanında, etkili, adil, güncel ve hasta merkezli olması kriterleri ile bir bütündür.
Deneyim en çok da iletişim becerisi ile iz bırakıyor, akılda da öyle kalıyor aslında. Mesleki bilginizin sürekli güncel, bilimsel, doğru, hastalığa değil de kişiye özel hizmet sunarak, ihtiyacı karşılayacak şekilde olması yetmiyor; bir de bunu sunarken hissettirdiğiniz duygu da giderek önem kazanmaya başlıyor.
Her an yeni bir şey gelişiyor sağlık alanında. Hem bilimsel hem de teknolojik olarak. Hasta beklentileri de değişiyor. Tüm bunların biz sağlık hizmet sunucuları olarak izlenmesi, kişisel olarak kendimize dahil edilmesi ve bunların hizmet olarak yansıtılması en önemli var olma nedenimiz.
Biz kurum olarak ülkesinde bunu en iyi ve sürekli yapan bir kurumuz. Sizlerde en iyi kurumda çalışan, hastayı önemseyen, güvenli hizmet alması için en iyi sistemlerle çalışan, yine en iyi hekim, en iyi sağlık profesyonellerisiniz.
Başta ben ve birlikte çalıştığım başhekim, işletme yöneticileri ve hemşirelik yöneticileri arkadaşlarımla birlikte, yönetim anlayışımız; hep olduğu gibi; suistimal etmeyen her çalışanımız deyim yerindeyse başımızın üstünde. Hem kuruma, hem hastaya yarar sağlayan işbirlikçi, uyumlu ve emek veren insanlar için ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceğiz.
Hedeflerimiz ve sorumluluklarımız büyük, ve özür dileyerek geri çevrilemeyecek kadar etkisi yüksek olan hatalar/suiistimaller nedeniyle hastaya ya da kuruma zarar veren ya da çalışma arkadaşlarının niteliğini düşüren arkadaşlarımızı tolere etmediğimiz de sırf bu yüzdendir.
Nitelikli insan ve tam tersi yapmayan insanı birbirinden ayırmak da adalettir. Ve iyinin değerini korumaktır aslında.
Çünkü giderek çok daha kıymetli bir işi, çok daha nitelikli ve sürdürülebilir yapmak için, iyi takımlarla çalışmayı önemsiyoruz. Ve bunu da sizler gibi değerli kişilerin hak ettiğini biliyoruz.
Biraz uzun bir yazı ile, sevgi ve saygılarımı sunarım.
Keyifli ve verimli çalışmalar dilerim.
Seyyal Hacıbekiroğlu